28 Mayıs 2013 Salı

ANLATMAK İÇİN YAŞA LISA GARDNER


ARKA KAPAK
Boston bölgesinde peşi sıra gerçekleştirilen iki ailenin esrarengiz katliamı,tecrübeli dedektif Warren'ı harekete geçirir.
Aklında tek bir soru vardır:Aynı trajediyi paylaşan birbirinden bağımsız iki aile arasında ortak bir nokta olup olmadığı..


Danielle,yaklaşık yirmi beş yıl önce hayatını alt üst eden aile faciasının izlerini hala taşımaktadır.Üzerindeki psikolojik yükü hafifletmek adına kendini pediatrik psikiyatri servisindeki çocukların tedavisine adamıştır.


Victoria,normalliğin ne olduğunu hatırlamakta güçlük çeken özverili bir annedir. Sorunları olan oğluna her koşulda göz kulak olmakta kararlıdır;en büyük tehdit evin içinden geliyor olsa bile..

YORUMUM...

Tek kelimeyle ürkütücü..
iddia ediyorum bu kitabı okurken dehşete kapılacaksınız.

Günlerce rüyalarımı süsleyen ve beni bir psikopata çeviren bu hikayeyi çok sevdim ;)

Gerilim yüklü ve polisiye..
Daha ne olsun :)

DİP NOT: Ruhlardan korkuyorsanız bu kitabı okumayın.Çok korkunç değil ama çok etkileyici..


ALINTI...

Bir baba için oğlunu terk etmek nasıl bir duygu bilmiyorum.
Fakat bir annenin, kızını terk etmesinin nasıl bir duygu olduğunu biliyorum.
Yüreğim bedenimden uzaklaşarak göğüskafesimde koca bir boşluk bırakıyor.

sayfa:131


O zamanın hep gece yarısı geleceğini düşünmüşümdür.
Evan çığlıklar atacak,feryat edecek.Ben ya aşağı koşacağım yada uçarak merdivenleri tırmanacağım.Belki tökezleyeceğim yada yavaş bir adım atacağım.Düşeceğim ve köpürmüş oğlum üstüme çullanacak.

Oysa şimdi,Kanepede Evan'ın yanında oturuyorum.Gözünü TV'den ayırmıyor,çenesi hafif çarpılmış,televizyon komasına girmiş.Rahatlıyorum,dışarıda çok vakit geçirdiğim için uykum geliyor.Belki sonra dondurma yemeye gideriz.Belki de kalabalık bir ortamda vakit geçirmeyi deneriz.

Bir batma hissediyorum.Yan tarafımda bir acı var.Ovalamak için uzanıyorum ve kaburgalarımın arasında bir bıçak sapı görüyorum.
Sapı tutan el oğluma ait.Oğlum,benim güzel oğlum,alev alev gözlerle bana bakıyor.

sayfa:341

Oğlum Evan'la tanışın.
sekiz yaşında.

sayfa:29




6. HİS MELİSSA FOSTER


ARKA KAPAK

Dokuz yıl önce Molly Tanner'in geleceği görme yetisi
kalabalık Philadelphia şehrinde şahit olduğu bir kız çocuğunun kaçırılması olayının ardından son viteste hareket etmeye başlar.
İki gün sonra kızın cesedi bulunduğunda Molly'nin hayatı alt üst olur.
olacaklarla ilgili zihninde beliren görüntüleri umursamayışından dolayı duyduğu suçluluk onu yiyip bitirerek eşiyle de arasına kara kedi gibi girer.
Molly ailesiyle beraber şehrin ona hatırlattıklarından kaçarak
Maryland'ın Boyd isimli sakin bir kasabasına yerleşir.Ancak Boyd 
tahmin ettiği gibi sakin ve güvenli bir kasaba mıdır yoksa bu kaçış ölümcül sırlar ve olaylara mı gebedir?

YORUMUM

Arka  kapağını okuyarak aldığım kitaplardan bir tanesi.
Doğrusu bu kitaba başlarken yeni bir maceraya atıldığımı biliyordum fakat bu kadar dokunaklı olacağını tahmin etmemiştim.
Öncelikle söylemeliyim ki kitapta büyük bir sır var ve bu sır beni çok yanlış yönlendirdi.
Baştan sona heyecan içinde okudum fakat sonunu pek beğenmedim.
Daha açıklayıcı bitirebilirdi yazar.Bu kitap benim için yarım kaldı ve maalesef yarım kalan kitaplardan nefret ediyorum.
Kim bilir belki de yazar apaçık yazmıştır fakat benim gözümden kaçmıştır. Aklım neredeydi acep?
kısaca özetlemek gerekirse...
yedi yaşında küçük bir kız çocuğu kaçırılıyor ve o kızın yaşadığı korku apaçık anlatılıyor.İçler acısıydı.
Kaçıran kişi benim tahmin ettiğim kişi çıkmayınca şaşırdım.Sanırım bu yazarın aldatmacasıydı. 
(bu konuda kafam hala karışık)
Kitabımızın kahramanı Molly,6. hissi sayesinde kızın alıkonulduğu yere dair görüntüler görüyor.Fakat gördüklerine ne polisleri nede eşini inandıramayınca kızı tek başına aramaya koyuluyor.
Bununla beraber sırlar bir bir ortaya çıkıyor.
Heyecanlı hoş ve eksik bir kitap.
Sorarım size kaçıran kişi yiyecek ve giyecekleri nereden temin ediyor???


ALINTI..

Tracey korku içinde ve titreyerek büyük bir taşın üzerinde oturuyordu.İçerideki hava ağır ve soğuktu. Tracey kesik kesik nefes alabiliyordu,kıyafetleri yırtılmıştı.
Pislik içindeki odanın diğer ucundaki uzun boylu kadını gözetlerken elinden geldiğince sessiz olmaya çalışıyordu.
Tracey korkuyla titredi.Umarım babam beni bulur.Ya bana çok kızmışsa ve beni aramazsa? Gözleri yaşlarla dolmuştu.

sayfa:39


8 Mayıs 2013 Çarşamba

INCARCERON CATHERİNE FISHER


ARKA KAPAK

BU HAPİSHANE CANLI
Bir hapishane hayal edin:Öyle büyük ki içinde hücreler ve koridorlar,ormanlar,şehirler ve denizler var.

Bir mahkum hayal edin :Belleği yok, Dışarı'dan geldiğine emin,oysa Hapishane yüzyıllardır kapalı ve şimdiye kadar oradan kaçabilen yalnızca bir kişi var.

Bir kız hayal edin: Bir malikanede,zamanın yasaklandığı bir toplumda yaşıyor, bilgisayarlarla yönetilen bir 17. yüzyıl dünyasına kapatılmış,istemediği bir evliliğe mahkum, hem korktuğu hem de gerçekleşmesini arzuladığı bir suikast komplosuna karışmış.

Biri içeride,diğeri dışarıda...Ama ikisi de tutsak.

ıncarceron'u hayal edin.

Hem ürkütücü hem çok çekici ve bağımlılık yapacak yeni bir serinin başlangıcı.


YORUMUM..

Aslında arka kapakta her şey anlatılmış.
Yalnız arka kapağı okuduğum zaman,kitabın gerilim yüklü olduğunu düşünmüştüm.
Kitabı okuyunca anladım ki yanılmışım.
Öyle ürkütücü sahneler yok.
Olmaması benim için iyiydi.
Gerilimden hoşlandığım söylenemez. :)

Kitap güzeldi,hoştu ama ilk yarısı cinayet gibi geldi bana.
Kim bilir belki de kendimi veremedim.
Ortalama 150 sayfa bitmek bilmedi.
Hatta yarım bırakmayı bile düşündüm.
Fakat Incarceron almak istediğim kitaplar arasında ilk 20 ye girdiği için yarıda bırakmaya kıyamadım.

İyi kide kıyamamışım.
Kitabın ikinci yarısı su gibi aktı gitti.
Hatta itiraf ediyorum dayanamayıp sonuna baktım.
Suçluyum..Asın beni...
Ama pişman değilim :)

Serinin ikinci kitabı Sappique.
Sanırım onu almak için önce elimde ki yığını temizlemem lazım.
Yaklaşık 12 kitap beni bekliyor.
Bende onları.

ALINTI :

Müdür sakince konuştu:"Gülümsemen iyi olur."
Claudia gülümsedi.O neşeli, özgüvenli gülümseme hayatındaki her şey gibi sahteydi,soğukluğun üstüne örtülmüş bir pelerindi.
               sayfa: 252


Gildas öne çıktı.Bembeyazdı,seyrek saçları terden ıslanmıştı."kimsin sen?" dedi  hırıltılı bir sesle.
"Ben ıncarceron'um,ihtiyar.Bilmen gerekir.
Beni Sapientler yarattı.Ben sizin büyük,dev,muazzam başarısızlığınızım. Can düşmanınızım."

        sayfa: 254