16 Ağustos 2013 Cuma

Son aldıklarım :)























Uzun zamandır kitap al(a)mıyordum.
Bu iyi geldi....

Özellikle OPAL-TUTKU- VURGUN ve -birazda SAPPHİQUE.... :D

Tutku ve Vurgun...
Uzun zaman  önce başladığım ve çok severek okuduğum DÜŞÜŞ serisinin son iki kitabı...
Aylardır -çok merak etmeme ve kitapların zaten çıkmış olmasına rağmen-neden almadığımı bilmediğim bir bitmiş seri....

Henüz okumaya başlamadım.
Destur yeni geldiler...
Başlangıç şerefi OPAL de :)

Gelelim OPAL'e..
Artık bu seriyi duymayan kalmadı sanırım 
LÜX SERİSİ ' ni  yani..
OBSİDİYEN VE ONİX yorumum için tıklayabilirsiniz.
Gerçekten neşeli bir seri ve iyi tarafı -hala yazılmamış olsa bile- serinin bitmesine iki kitap daha var.
Beklemek hem zor hem güzel.
İtiraf ediyorum bu serinin bitmesi beni üzecek :(
Hatta salya sümük ağlayabilirim..
Şaka bir yana Daemon ve katy kendilerini çok sevdirdi.
OPAL yorumum gecikmeyecek ;)

....ve SAPPHIQUE
Evet ismi acayip ben kısaca sapık diyorum...Cehaletimi mazur görün ;)
Bu arada öyle apık sapık bir kitap değil..
Tamam kabul ediyorum biraz apık sapık ama gerçek manada değil...
SAPPHIQUE Hapishaneden kaçan kişinin ismi..
Hangi hapishane mi?
Tabi ki INCARCERON yorumumu okumak için bir tık yeter...

INCARCERON'u okuyup ta  SAPPHIQUE 'ı almamak olmazdı...

Zamanı geldiğinde yorumum buralarda bir yerde olacak...

Takipte kalın ....


OĞLUMU YETİŞTİRİYORUM  yada yetiştiremiyorum...
Kitapla anne olunmaz,kesinlikle katılıyorum
Ama dedim bir ihtimal faydası olabilir...
6 yaşına gelmiş asi çocuğumun üzerinde...
Bakalım göreceğiz...

ÇANAKKALE....

Eskiden olsa tarihimizi yabancı yazarlardan okumazdım, kesinlikle...
Ama  artık düşüncelerim değişti...
Onların iyi veya kötü görüşlerini okumak -özellikle iyi - hoşuma gitmeye başladı...
Bakalım bu yazar neler demiş....




GÖLGELERİN KANI


Daha önce serinin yani Kan günlükleri serisinin ilk iki kitabını almış ve sizinle paylaşmıştım.
Tabi ki onları okudum.
Hemde birer gün de..
Ama yorumum bir hayli gecikti..
Öyle görünüyor ki gecikmeye de devam edecek ....

Bu kitabı sağ olsun ablam aldı.
Hediye olarak :)
E tabi bunu da okudum..Bitti :(
Seriler hemde sevdiğim seriler bitince çok üzülüyorum.
Elimde değil...
NOAH VE EDEN 'İ UNUTMAYACAĞIM :D
Ve de STELLAN'I....

Kitap için ablama tekrar teşekkür ediyorum :P

Sevgiyle....






8 Haziran 2013 Cumartesi

EN YENİ KİTAPLARIM





En son aldığım kitapları tanıtmak istedim..
Son bir kaç gündür kitap okuyamadım :(
Fakat okulların tatile girmesiyle okumaya son sürat devam edeceğimi düşünüyorum.
Umarım yanılmam.

Geçenlerde bu dört kitabı aldım.
Aslına bakarsanız KAN GÜNLÜKLERİ  serisini almakla almamak arasında baya gidip gelmiştim.
Çünkü kitapta ruh yiyiciler vardı.Fantastik kitapları severim ama fazla iğrenç olmadığı takdirde.

Yine de dayanamayıp -ki fiyatı çok düşüktü- aldım.
Okuduğum zaman zaten duygu ve düşüncelerimi paylaşırım.

Gelelim GEÇMİŞİN KARANLIK YÜZÜ'ne

O kitap zaten listemde vardı.Polisiye-gerilim tarzı kitapları seviyorum.
Yani bu tarz gerilim kitaplarının gönlümde ki yeri çok taze zira yakın geçmişime dayanıyor.
Daha önceleri  çekim alanıma girmeyi başaramamışlardı :)
Değişim iyidir...


..ve ve ve SARAH JİO geliyor....

Bu yazarı sevdim hem de çok sevdim.
Yazarın ilk kitabı  MART MENEKŞELERİ'ne bayılmıştım.
Baktım ikinci kitabı da çıkmış dayanamayıp aldım.
YAĞMUR SONRASI...
Okuyanlar çok memnun.
Umuyorum ki diğer kitapları da bir bir çevrilip kitaplığımdaki yerlerini alırlar...

Bu günlük bu kadar 
Derin muhabbetlerimle...:)



28 Mayıs 2013 Salı

ANLATMAK İÇİN YAŞA LISA GARDNER


ARKA KAPAK
Boston bölgesinde peşi sıra gerçekleştirilen iki ailenin esrarengiz katliamı,tecrübeli dedektif Warren'ı harekete geçirir.
Aklında tek bir soru vardır:Aynı trajediyi paylaşan birbirinden bağımsız iki aile arasında ortak bir nokta olup olmadığı..


Danielle,yaklaşık yirmi beş yıl önce hayatını alt üst eden aile faciasının izlerini hala taşımaktadır.Üzerindeki psikolojik yükü hafifletmek adına kendini pediatrik psikiyatri servisindeki çocukların tedavisine adamıştır.


Victoria,normalliğin ne olduğunu hatırlamakta güçlük çeken özverili bir annedir. Sorunları olan oğluna her koşulda göz kulak olmakta kararlıdır;en büyük tehdit evin içinden geliyor olsa bile..

YORUMUM...

Tek kelimeyle ürkütücü..
iddia ediyorum bu kitabı okurken dehşete kapılacaksınız.

Günlerce rüyalarımı süsleyen ve beni bir psikopata çeviren bu hikayeyi çok sevdim ;)

Gerilim yüklü ve polisiye..
Daha ne olsun :)

DİP NOT: Ruhlardan korkuyorsanız bu kitabı okumayın.Çok korkunç değil ama çok etkileyici..


ALINTI...

Bir baba için oğlunu terk etmek nasıl bir duygu bilmiyorum.
Fakat bir annenin, kızını terk etmesinin nasıl bir duygu olduğunu biliyorum.
Yüreğim bedenimden uzaklaşarak göğüskafesimde koca bir boşluk bırakıyor.

sayfa:131


O zamanın hep gece yarısı geleceğini düşünmüşümdür.
Evan çığlıklar atacak,feryat edecek.Ben ya aşağı koşacağım yada uçarak merdivenleri tırmanacağım.Belki tökezleyeceğim yada yavaş bir adım atacağım.Düşeceğim ve köpürmüş oğlum üstüme çullanacak.

Oysa şimdi,Kanepede Evan'ın yanında oturuyorum.Gözünü TV'den ayırmıyor,çenesi hafif çarpılmış,televizyon komasına girmiş.Rahatlıyorum,dışarıda çok vakit geçirdiğim için uykum geliyor.Belki sonra dondurma yemeye gideriz.Belki de kalabalık bir ortamda vakit geçirmeyi deneriz.

Bir batma hissediyorum.Yan tarafımda bir acı var.Ovalamak için uzanıyorum ve kaburgalarımın arasında bir bıçak sapı görüyorum.
Sapı tutan el oğluma ait.Oğlum,benim güzel oğlum,alev alev gözlerle bana bakıyor.

sayfa:341

Oğlum Evan'la tanışın.
sekiz yaşında.

sayfa:29




6. HİS MELİSSA FOSTER


ARKA KAPAK

Dokuz yıl önce Molly Tanner'in geleceği görme yetisi
kalabalık Philadelphia şehrinde şahit olduğu bir kız çocuğunun kaçırılması olayının ardından son viteste hareket etmeye başlar.
İki gün sonra kızın cesedi bulunduğunda Molly'nin hayatı alt üst olur.
olacaklarla ilgili zihninde beliren görüntüleri umursamayışından dolayı duyduğu suçluluk onu yiyip bitirerek eşiyle de arasına kara kedi gibi girer.
Molly ailesiyle beraber şehrin ona hatırlattıklarından kaçarak
Maryland'ın Boyd isimli sakin bir kasabasına yerleşir.Ancak Boyd 
tahmin ettiği gibi sakin ve güvenli bir kasaba mıdır yoksa bu kaçış ölümcül sırlar ve olaylara mı gebedir?

YORUMUM

Arka  kapağını okuyarak aldığım kitaplardan bir tanesi.
Doğrusu bu kitaba başlarken yeni bir maceraya atıldığımı biliyordum fakat bu kadar dokunaklı olacağını tahmin etmemiştim.
Öncelikle söylemeliyim ki kitapta büyük bir sır var ve bu sır beni çok yanlış yönlendirdi.
Baştan sona heyecan içinde okudum fakat sonunu pek beğenmedim.
Daha açıklayıcı bitirebilirdi yazar.Bu kitap benim için yarım kaldı ve maalesef yarım kalan kitaplardan nefret ediyorum.
Kim bilir belki de yazar apaçık yazmıştır fakat benim gözümden kaçmıştır. Aklım neredeydi acep?
kısaca özetlemek gerekirse...
yedi yaşında küçük bir kız çocuğu kaçırılıyor ve o kızın yaşadığı korku apaçık anlatılıyor.İçler acısıydı.
Kaçıran kişi benim tahmin ettiğim kişi çıkmayınca şaşırdım.Sanırım bu yazarın aldatmacasıydı. 
(bu konuda kafam hala karışık)
Kitabımızın kahramanı Molly,6. hissi sayesinde kızın alıkonulduğu yere dair görüntüler görüyor.Fakat gördüklerine ne polisleri nede eşini inandıramayınca kızı tek başına aramaya koyuluyor.
Bununla beraber sırlar bir bir ortaya çıkıyor.
Heyecanlı hoş ve eksik bir kitap.
Sorarım size kaçıran kişi yiyecek ve giyecekleri nereden temin ediyor???


ALINTI..

Tracey korku içinde ve titreyerek büyük bir taşın üzerinde oturuyordu.İçerideki hava ağır ve soğuktu. Tracey kesik kesik nefes alabiliyordu,kıyafetleri yırtılmıştı.
Pislik içindeki odanın diğer ucundaki uzun boylu kadını gözetlerken elinden geldiğince sessiz olmaya çalışıyordu.
Tracey korkuyla titredi.Umarım babam beni bulur.Ya bana çok kızmışsa ve beni aramazsa? Gözleri yaşlarla dolmuştu.

sayfa:39


8 Mayıs 2013 Çarşamba

INCARCERON CATHERİNE FISHER


ARKA KAPAK

BU HAPİSHANE CANLI
Bir hapishane hayal edin:Öyle büyük ki içinde hücreler ve koridorlar,ormanlar,şehirler ve denizler var.

Bir mahkum hayal edin :Belleği yok, Dışarı'dan geldiğine emin,oysa Hapishane yüzyıllardır kapalı ve şimdiye kadar oradan kaçabilen yalnızca bir kişi var.

Bir kız hayal edin: Bir malikanede,zamanın yasaklandığı bir toplumda yaşıyor, bilgisayarlarla yönetilen bir 17. yüzyıl dünyasına kapatılmış,istemediği bir evliliğe mahkum, hem korktuğu hem de gerçekleşmesini arzuladığı bir suikast komplosuna karışmış.

Biri içeride,diğeri dışarıda...Ama ikisi de tutsak.

ıncarceron'u hayal edin.

Hem ürkütücü hem çok çekici ve bağımlılık yapacak yeni bir serinin başlangıcı.


YORUMUM..

Aslında arka kapakta her şey anlatılmış.
Yalnız arka kapağı okuduğum zaman,kitabın gerilim yüklü olduğunu düşünmüştüm.
Kitabı okuyunca anladım ki yanılmışım.
Öyle ürkütücü sahneler yok.
Olmaması benim için iyiydi.
Gerilimden hoşlandığım söylenemez. :)

Kitap güzeldi,hoştu ama ilk yarısı cinayet gibi geldi bana.
Kim bilir belki de kendimi veremedim.
Ortalama 150 sayfa bitmek bilmedi.
Hatta yarım bırakmayı bile düşündüm.
Fakat Incarceron almak istediğim kitaplar arasında ilk 20 ye girdiği için yarıda bırakmaya kıyamadım.

İyi kide kıyamamışım.
Kitabın ikinci yarısı su gibi aktı gitti.
Hatta itiraf ediyorum dayanamayıp sonuna baktım.
Suçluyum..Asın beni...
Ama pişman değilim :)

Serinin ikinci kitabı Sappique.
Sanırım onu almak için önce elimde ki yığını temizlemem lazım.
Yaklaşık 12 kitap beni bekliyor.
Bende onları.

ALINTI :

Müdür sakince konuştu:"Gülümsemen iyi olur."
Claudia gülümsedi.O neşeli, özgüvenli gülümseme hayatındaki her şey gibi sahteydi,soğukluğun üstüne örtülmüş bir pelerindi.
               sayfa: 252


Gildas öne çıktı.Bembeyazdı,seyrek saçları terden ıslanmıştı."kimsin sen?" dedi  hırıltılı bir sesle.
"Ben ıncarceron'um,ihtiyar.Bilmen gerekir.
Beni Sapientler yarattı.Ben sizin büyük,dev,muazzam başarısızlığınızım. Can düşmanınızım."

        sayfa: 254



21 Nisan 2013 Pazar

ÖLÜM OYUNU KRISTEN BRITAIN



ARKA KAPAK

   ÜLKENİZİ KARANLIK GÜÇLERDEN KURTARMAK İÇİN
        ÖLÜMÜ GÖZE ALABİLİR MİSİNİZ?

Karigan,Yeşil pelerin denen sık ormandan geçerken çalıların arasında sırtından okla vurulmuş,eyerinde zorlukla oturabilen bir süvari görür. Genç adam son nefesini vermeden önce kendisinin kralın efsanevi yeşil süvarilerinden biri olduğunu söyler. Krala ulaştırması gereken  önemli bir notu Karigan'a verir ve bunu krala ulaştırmasını ister. Verdiği mesajı okumamasını ve bu mesajın ülkesi için ölüm kalım mesajı olduğunu söyler.
Ölümcül kovalamacalar ve karmaşık tehlikelerle karşı karşıya kalan 
Karigan bu görevi acaba başarıyla gerçekleştirebilecek mi ?


  ÜLKESİ İÇİN ÖLÜMÜ GÖZE ALAMAYANLAR BİR HİÇ,
  ÖLMEYİ GÖZE ALANLAR İSE ÖLÜMSÜZ OLURLAR....


 ALINTI....


Geriye sadece bir tek şey kalmıştı.Elini cebine daldırdı ve asla yanından ayırmadığı pürüzsüz ,serin küreyi kavradı. Büyü anında paramparça oldu. Siyah yakıcı lifler sapır sapır döküldü ve toprağa karışıp yok oldu. Artık Karigan'ın canı yanmıyordu. Tenine baktığında,hiç yarası olmadığını gördü. Ama Shawdell hala elinde kılıçla karşısında dikiliyordu.'Elindekileri kullanmalısın' ,demişti kral,birlikte Entrika oynadıkları gün. Aytaşını cebinden çıkardı. Elindeki tek şey oydu. Başlangıçta taş hiçbir şey yapmadı ve Karigan,Elatian'ın kendisinden emin ilerleyişi karşısında geriledi. Sonra 
küreden tek bir ışık yayıldı ve güçlü bir ışık kılıç biçimini aldı. Shawdel şaşırarak durdu.

                                                                                          sayfa: 432....


YORUMUM....


Ekşın,,,Ekşın ....Ekşın...

Baştan sona tamı tamına 559 sayfa boyunca  maceranın bitmediği ve soluk soluğa okuduğum bir kitaptı..

Daha önce böylesi bir macera yaşamamıştım doğrusu.
Macera kitapları benim için çok yeni ve bu kelimenin tam anlamıyla süperdi.


Yazarının anlatımını beğendim,çeviri güzeldi,konu zaten harika  daha ne olsun.

Kesinlikle tavsiye ederim..

Tabi ki herkes sevmez çünkü bu kitapta :

Büyü var

Savaş var

Canavarlar var

Hayaletler var

İhanet var

Güç var

Karigan var :)

Kısaca macera var.. Hem de hız kesmeyen bir macera. Tam bitti diyorsunuz 
tekrardan başlıyor.Kurgu ya bayıldım...

Daha ne olsun.....









16 Nisan 2013 Salı

GÖÇEBE STEPHENİE MEYER

 


ARKA KAPAK

37 farklı dilde 40 milyondan fazla satan "Alacakaranlık" serisinin yazarı Stephenie Meyer'den aşk ve heyecan dolu bir roman daha...

"Stephenie Meyer,görkemli zihnini ve ruhunu kullanarak karanlık hikayelerini inanılmaz bir aydınlıkla okuyucularına sunuyor.Kahramanları ne kadar büyük acılar 
çekse de,Meyer hikayelerini ışık ve umutla doldurmayı çok iyi beceriyor."

Orson scott card,Ender serisinin yazarı..


"Harika,yaratıcı,özenli ve güçlü bir roman. Göçebe'yi okuyacakları uyarıyorum:bu kitap sizi ele geçirecek,saatlerce elinizden bırakamayacaksınız.Stephenie meyer,
kahramanlarını ve hikayesini,Stephen king ve İsaac Asimov karışımı bir usta gibi harmanlamış."

Ridley Pearson,Beşikte ki Flüt'ün yazarı.


Büyüleyici,tutkulu ve eşsiz bir psikolajik gerilim.Stephenie Meyer,Göçebe'yle 'çift karakterli olmak'tanımına yeni ve şaşırtıcı bir anlam yüklüyor!"

Katherine Neville,
Sekiz'in yazarı.


YORUMUM..

Ruhlar bedeninizi ele geçirse ne yapardınız?
İşte Melani..
Bedeni bir ruh tarafından istila edildi.
O artık eski Melani değil.
Görüyor,duyuyor,hissediyor.
Ama sesini bir türlü başkalarına duyuramıyor.
Üstelik ölene kadar bu şekilde yaşamaya mahkum.

Konuyu biraz daha açmam gerekirse;
Uzaydan gelen ruhların yeni bedenlere ihtiyaçları var.
Kendilerine en uygun bedeni dünya'da buluyorlar ve insanların çok büyük bir kısmını yakalayıp-ölmelerine izin vermeden-transferi gerçekleştiriyorlar.
TRANSFER: Ruhun ensede açılan delikten içeri girmesi ve artık o bedende can bulması.

Doğrusu bu kitabı nasıl özetleyebileceğimi bilmiyorum.
Konu öyle hoş ve akıcı ki,sanırım bir başlasam hepsini buraya yazabilirim.
Korkmayın..
Tabi ki öyle bir şey yapmayacağım.

Melani,kardeşi jamie ve sevgilisi Jared uzun bir süre ruhlardan saklanmayı başardılar 
Fakat Melani, kuzeni sharon'u bulmaya çalışırken avcılar tarafından yakalandı.
Yakalanmanın en kötü yanı ihanetti.
Çünkü bedene yerleştirilen ruh beyni ele geçiriyor ve bu sayede diğer insanların saklandıkları yerleri bulabiliyorlardı.
Nitekim öyle oldu..
Melani'nin bedeni ve yeni ruhu Göçebe Jamie ve jared'i buldu.
Peki sonra ne oldu?
Neler olmadı ki...

Gerçekten okumaya değer.
Eğer Fantastik kitaplardan hoşlanıyorsanız bu kitabı kaçırmayın derim.
Alacakaranlık kadar harika olmasa da güzel bir kitap..

Bu arada benim okumaya zamanım yok diyorsanız buyurun sizi sinemaya alalım :)



 GÖÇEBE: Sen nasıl bir şeysin öyle :)
 LAN      : Adamın hasısın :)
 KYLE    : Adamsın :)
 JARED  : ..........?
 jAMİE   : Kralsın  :)
 DOKTOR: Başkasını bulamadın mı be hacı :(
 JEB      : Burası benim evim :))


ALINTI...

Jamie bir an bekledi,sonra yine o yoğun yüz ifadesiyle bana döndü.
"Sen Melani değilsin ama onun bütün anılarını,her şeyini biliyorsun,öyle değil mi ?
Tekrar başımı salladım.
"Benim kim olduğumu biliyor musun ?"
Kelimeleri yutmak istedim ama ağzımdan kaçırıverdim.
"Sen Jamie'sin." Sesimin onun adını kucaklar gibi sarmalamasına engel olamamıştım.
















10 Nisan 2013 Çarşamba

ÇAN FRANNY BİLLİNGSLEY


ARKA KAPAK

Bütün suç benim ve sizden beni asmanızı rica ediyorum. Mümkünse hemen.
Yüzümün sizi kandırmasına izin vermeyin; Korkunç yalanlar söyler o.
Bir kızın yüzü melek gibi de olsa,kalbi çirkin ve korkunç olabilir.

BRİONY'nin bir sırrı var. O bu sırrın üvey annesini öldürdüğüne ve ikiz kardeşinin 
aklını kaçırmasına sebep olduğuna inanıyor. Bu korkunç sır onu yakıyor ama bir kişiye
bile söylerse asılmak riskini göze almak zorunda.

Boston  Globe Horn Book ödüllü yazar Franny Billngsley 'in vahşi ve akıllardan kolay kolay 
çıkmayacak gizemli romanı insanı esir ediyor.



ÖN OKUMA

Bütün suç benim ve sizden beni asmanızı rica ediyorum.
Mümkünse hemen.
Size zorluk çıkarıyormuşum gibi olmak istemem ama hikayemi anlatmaya dayanamıyorum.
O anları tekrar yaşayamam- Ölü El'in dokunuşu,yılanbalığının kokusu,yutkunup bataklığı yutuşumu tekrar yaşayamam.

Masum olduğumu nasıl düşünebilirsiniz? Yüzümün sizi kandırmasına izin vermeyin; korkunç yalanlar söyler o. Bir kızın yüzü melek gibi de olsa,kalbi çirkin ve korkunç olabilir.

Biliyorum bana bir şans verdiğinizi düşünüyorsunuz-daha doğrusu Çan Çocuk bana bir şans veriyor. Yapabileceği başka bir şey yok,bir kez daha masum bir kızı asmak istemiyor elbette ama lütfen bana inanın: Size anlatacağım hiçbir şey beni temize çıkarmayacak. Sadece size zaten söylediğim şeyi, benim kötü ruhlu olduğumu kanıtlayacak.

Çan Çocuk bana bu konuda güvense olmaz mı?
Hem zaten, Çan Çocuk anlatmaya nereden başlamamı bekliyor ki?
Kötü ruhlu bir kızın öyküsünün başlangıcı yoktur.Anlatmaya doğduğum günden başlamam gerekir.

Eldric olsa, o anlatmaya büyük ihtimalle kendinden, Swampsea'ye geldiği o ilk günde başlardı.
Doğru düzgün hikayeler böyle başlar, öyle değil mi? Yakışıklı yabancı kasabaya gelir ve her şey birden ters gitmeye başlar.

Ama bu doğru düzgün bir hikaye değil ve size söylüyorum işte, benim asılmam gerekiyor.




YORUMUM..


Eveet kitabımız bu şekilde başlıyor.
Peki sonra ne oluyor?
Neler olmuyor ki.
Karanlık esin perileri mi desem yoksa cadılar mı ?
Bataklık canavarından mı bahsetsem size yoksa insanların elini yalayıp yutan kopuk elden mi?
Anlayacağınız yok yok  bu kitapta.
Eskiler..-ki hala onların kim olduklarını anlayamadım.-
Çamur surat..-Bataklık konuşur mu? İşte bizim ki dile geldi.-
Bataklık öksürüğü nedeniyle ölen çocukların ruhları..
Yabancılar..
..ve nihayet Çan Çocuk..
Çocuk dediğime bakmayın ha!
Yaşını başını almış bir anne o.
Görevi ne? Dediğinizi duyar gibiyim.
Görevi...
Cadıları imha etmek.

Bu kitap şimdiye kadar okuduğum Genç-Yetişkin dalında ki en ilginç kitaptı.
Evet,evet yanlış duymadınız, En İlginç.
Başlarda kitap mı fantastik yoksa kız mı ruh hastası anlayamadım.
Kız..
Yani kahramanımız BRİONY.
Zaten kitabı onun ağzından okuyoruz.
..ve birde Eldric..
Kasabaya gelen yakışıklı çocuk.

Okuduğunuz bütün fantastik kitapları unutun çünkü bu onlara benzemeyecek.
Savaş yok.
Tutku dolu aşk sahneleri yok.
Öyle aman aman bir gerilim de yok.

Ama sorarsanız ki nasıl diye..
Tüm bu yoklara karşı Harika derim.
İlginç ve harika..
Aşağıda ki alıntıyı okuduğunuzda ilginçlik konusunda bana hak vereceksiniz.

Yazar bir röportajında Çan'a ilave olarak iki kitap daha çıkacağını söylemiş.
Umarım doğrudur.
Sabırsızlıkla bekliyor olacağım.


ALINTI... (Dikkat spoi/ip ucu içerir.)


Hayalet çocuklar ,bataklık hastalığının nasıl bitirileceğini kasabalılara anlatmamı istiyorlardı. Hadi diyelim ki anlatmıştım.
Olaylar aynen böyle gelişirdi.

Bu Briony.

Bu kurutulan bir bataklıkta yaşayan Briony.

Bu Bataklık Öcüsü'nün bataklığı kurutulduğu için kızdığı bir bataklıkta yaşayan Briony.

Bu Bataklık Öcüsü nün bataklığı kurutulduğu için  kızdığı ve Bataklık Öksürüğünü gönderdiği bir bataklıkta yaşayan Briony.

Bu Bataklık Öcüsü'nün bataklığı kurutulduğu için kızdığı ve Bataklık Öksürüğünü gönderdiği bir bataklıkta yaşayan ve bunu hayalet çocuklardan öğrenen Briony.

Bu Bataklık Öcüsü'nün bataklığı kurutulduğu için kızdığı ve Bataklık Öksürüğünü gönderdiği bir bataklıkta yaşayan ve bunu altıncı hissi sayesinde duyabildiği hayalet çocuklardan öğrenen Briony.

Bu Bataklık Öcüsü'nün bataklığı kurutulduğu için kızdığı ve Bataklık Öksürüğünü gönderdiği bir bataklıkta yaşayan ve bunu cadı olduğu için sahip olduğu altıncı hissi sayesinde duyabildiği hayalet çocuklardan öğrenen Briony.

Bu Bataklık Öcüsü'nün bataklığı kurutulduğu için kızdığı ve Bataklık Öksürüğünü gönderdiği bir bataklıkta yaşayan ve bunu cadı olduğu için sahip olduğu altıncı hissi sayesinde duyabildiği hayalet çocuklardan öğrenen ve bunu nasıl bildiğini anlatırken cadı olduğu ortaya çıkan Briony.

Bu Bataklık Öcüsü'nün bataklığı kurutulduğu için kızdığı ve Bataklık Öksürüğünü gönderdiği bir bataklıkta yaşayan ve bunu cadı olduğu için sahip olduğu altıncı hissi sayesinde duyabildiği hayalet çocuklardan öğrenen ve bunu nasıl bildiğini anlatırken cadı olduğu ortaya çıkan  ve bu yüzden ölmesi için asılan Briony.

Bu Briony'di.

Ben pek fedakar bir tip değilimdir.


BRİONY: Kendimden nefret etmeyi unuttuğum için
               kendimden nefret etmem gerekiyor muydu...?









10 Şubat 2013 Pazar

FİNAL...



__Evine hoş geldin.

__Ahh,annecim seni çok üzdüm değil mi ?

__Sen iyi ol yavrum gerisi hiç önemli değil.Çok özledim seni.

__Ben gayet iyiyim,artık beni merak etmeyin ama düğünümüzü kaçırdığıma inanamıyorum.

__Sen hiç üzülme,gider yeni bir tarih alırız.İyice toparlan,biraz kilo al.Yoksa gelinlik üzerinden dökülecek.

__Ay o kadın yine kızacak.

  Serdar o kadar çok mutluydu ki,Ela sı evine yuvasına dönmüştü,durumu da gayet iyiydi.

Rabbine  şükretti uzun uzun.Sevdiğinin gülümsemesini izledi.Bazen hüzünlendi bazen oda eşlik etti evin içinde çınlayan şen kahkahalara.


  Çok değil bir ay sonra hayalini kurdukları düğünleri yapıldı.Fakat hastalıktı düğündü derken bir dönemini kaybetti Ela,Okulunu bir dönem uzatmak hiç de üzücü olmadı Ela için.Çünkü çok sevdiği,gecelerce hayaliyle konuştuğu Serdar ına kavuşmuştu artık.


  Günler..Haftalar..Aylar ve Yıllar...

Zaman öyle çabuk geçti ki,geçen zamanla beraber yaralar sarıldı.Yaşanan bütün acılar unutuldu.

4 YIL SONRA..

 __Artık okulum bitti.

__Ve artık öğretmen olabilmen için önünde hiç bir engel kalmadı.

__Aslında bir şey var.Tabi buna engel diyemeyiz.

__Ne oldu? Ne var ?

__Sence artık baba olmanın zamanı gelmedi mi?

__Ela.İnanamıyorum,kararını verdin mi? 

__Fazlasıyla beklemedik mi ?

__Evet ama..Hazır değildin?

__Artık hazırım.Yıllardır bunu beklediğini biliyorum.Baba olmayı  çok istediğin halde,sırf beni üzmemek için sustuğunu da..

__Peki ya sen ?

__Elbette.Senden sonra beni en çok bir bebek sahibi olmak mutlu eder.

__Seni çok seviyorum.

__Seni çok seviyorum.

                                                        ---o---o---o---o---o---



__Evet,haklısınız..Birkan gerçekten de çok romantiktir.

Dört kişilik arkadaş grubuyla konuşuyorlardı...

__Romantiğim tabi,ne demek istiyorsun sen?

__ Bana evlenme teklifi edişini hatırlıyorum da.

__Nesi vardı ki ?

__Nesi yoktu ki ?

__Hadi Zeynep anlatsana nasıl teklif etti.

__Yaklaşık bir buçuk yıl önceydi.Hastane baya yoğundu çok yorulmuştum ,zaten o gün nöbetçiydim,sabaha karşı Birkan geldi.Nöbetçi olduğum gecelerde beni yalnız bırakmazdı.Bana karşı bir şeyler hissettiğini anlıyordum ama hiç bir şey söylememişti.Güzel bir arkadaşlığımız vardı sohbet ederdik,şakalaşırdık,beraber yemeğe çıkardık tabi iki arkadaş gibi..

Neyse o gün geldi yanıma"nasılsın" dedi.Çok yorgundum "berbat" dedim.

"Acayip uykum var,sanırım iyi bir uykuya ihtiyacım var"dedim.

Bana ne dedi biliyor musunuz ?

"Bence senin iyi bir kocaya ihtiyacın var,eğer istersen onlardan bir tanesi tam karşında duruyor."

__İnanmıyorum sen ne dedin?

__Şimdi evli olduğumuza göre??

__Tamam da o an ne dedin?

__Önce algılayamadım,sanırım kekeledim.

__Sanırım mı? Resmen kekeledin..

__Hadi oradan.Uykusuzdum ve yorgundum.

__Seni gafil avladım.

__Bak seen.Çok bilmiş seni.Sonuç olarak teklif tuhaf olsa da hatta teklif edende..Yine de seviyordum işte ne yaparsınız.Hemen kabul ettim ..

__Kabul etmeme gibi bir şansın yoktu.Seni bırakmazdım.Senin için çok savaştım,kendimle savaştım,beynimle savaştım,kalbimle savaştım.Kalbimde bir tek sen kalana kadar savaştım ve sonunda seni kazandım.Ölüme kadar..

__Ölüme kadar..



                                                ....ve son.

                                                                                      YASEMİN AKPINAR DEMİRKAYA :)