15 Aralık 2012 Cumartesi

YÜREĞİNE SOR 32. BÖLÜM




ok güzel olmuşsun"dedi Serdar.Yanında oturan müstakbel nişanlışını süzerken.
Fakat,sandık yaka gül kurusu elbisesi Serdar'ın çok da içine sinmemiş olmalı ki,serzenişte bulunmadan edemedi.

 __Yakası biraz açık değil mi ?

Gerdanında parıldayan yonca kolyeyi işaret ediyordu konuşurken.Yalnızca yakası açık kıyafet giydiğinde görünürdü çünkü o.

Gözlerini devirdi Ela,Serdar'ın kendisini kıskanması her zaman hoşuna gitmişti.Bu sevildiğinin büyükçe bir ispatıydı.

__Yapma Serdar,hiç de açık değil.

__Biraz daha kapalı olabilirdi.

__Biraz daha kapalı olsaydı boğazlı olurdu.

__Yok artık,baksana kolyen bile görünüyor.

__Çünkü zincirini kısalttım.

Ela kurnazca bir gülüş attı Serdar'a. Onu kızdırmak gerçekten eğlenceliydi.Eski,sarı bir taksinin arka koltuğunda olduklarını hatırlayınca Serdar konuyu daha fazla uzatmadı. Yavaşça Ela'nın kulağına eğilip" 1-0 öndesin "dedi."Şimdilik".

"Nasıl yani "diyecek olduysa da Ela sustu,anlaşılmaz bir surat ifadesiyle öylece baka kaldı.

__Bu arada boğazlı demişken gömleğim nasıl ama?

__Harika,bu tarz sana çok yakıştı.Tam bir beyefendi oldun.

Serdar'ın tek kaşı havaya kalktı.Ön koltukta oturanlar kendilerini duymasın diye fısıltı halinde konuşuyorlardı.

__Nasıl yani,önceden beyefendi değil miydim?

__Asil bir beyefendi demek istedim.

__Ha, yani önceden beyefendiydim ama asil değildim öyle mi ?

__Aşk olsun Serdar.Ne demek istediğimi anladın ama sırf gıcıklık olsun diye yapıyorsun.

Sıcak bir gülümseme yayıldı dudaklarına ve "Her zaman aşk olsun" dedi Serdar,müstakbel nişanlısının burnunu sıkarken.

__Konuklar gelmiş.

__Tam vaktinde yetiştik.

__Çok teşekkür ederim burası harika görünüyor.

 Ela ışıl ışıl parlayan salonu süzerken,Serdar'ın elini sımsıkı tuttu.Serdar cevap vermeden önce Ela'nın elini okşadı ve "sen daha iyilerine layıksın"dedi.

 Salon gerçekten çok güzel görünüyordu.Masalar beyaz gelin çiçekleriyle bezenmiş ve sandalyelere krem rengi tafta dan elbiseler giydirilmişti.Her bir sandalye ise tam da sırtın geldiği noktadan bal rengi geniş kurdelalarla sabitlenmişti.Sandalyeden sarkan fiyonkları incelerken arkasını dönüp kendi fiyonguna bakmaya çalıştı Ela.

"Sanırım bu senin fikrindi dedi Serdar'a. Bütün samimiyetiyle gülümsedi Serdar.

__Artık berabereyiz.Sanırım pişti oldunuz?

__Sandalyelerle mi?

__Başka fiyonklu göremiyorum.

__Kesin senin fikrindi.

__Güzel olmamışlar mı ?

__Harika olmuşlar gerçekten çok beğendim.
  

                                                 ---o---o---o---o---o---

Uzun ve yorucu geçen bir günün ardından,nihayet küçük ve sevimli bahçeye ulaştılar.Ferda hanım,oflaya poflaya odasına çıktı.Sevda ise kucağında uyuya kalan Melisa'yı yatırmaya gitti.

Serdar'la Ela bahçede ki küçük masanın yanında duran sandalyelere oturdular.ikisi de çok yorulmuştu.Bu günkü nişana gelenlerin sayısı,tahmin ettiklerinden de fazlaydı.Hastanede ki bütün hemşireler hatta doktorlar gelmişti.Gayet hoş bir gün geçirmişlerdi.

Sessizliği ilk bozan Ela oldu.

__Serdar.

__Söyle Sultanım

__Ya dalga geçme.

__Dalga geçmiyorum ki,bu halinle sultanlardan bile daha güzelsin.

__Çok kibarsın.

__Her zaman.

__Oraya hiç para ödedin mi?

__Nereye?

__Bilmiyormuş gibi davranma lütfen.Yemekler çok güzeldi,her şey kusursuzdu.Bir yardımlaşma derneği olarak fazla lüks değil miydi ?

__Oranın lüks olduğunu en başta söylemiştim.

__Lütfen doğru söyle hiç para ödedin mi ?

__Fazla değil.

__Yani ödedin?

__Bu kadarını yapmaya hakkım yok mu? Bu ailenin bir parçası olduğumu düşünüyordum.

__Tabi ki öylesin.

__O halde neden sorguluyorsun?

__Ücretsiz demiştin?

__Zaten öyle.

__Ama..?

__Ama,ikramlar hariç.

__Neden bana söylemedin.

__Biliyor musun şuan kendimi dışlanmış hissediyorum.Senin için bu kadarını bile yapamayacaksam neden varım ki?

__Böyle söyleme,sen benim canımsın seni nasıl dışlayabilirim ki.Hem seni nasıl sevdiğimi bilmiyor musun?

__Hayır.

__Ne demek hayır?

__Daha önce hiç söylemedin nereden bileyim?

__Yok artık mutlaka söylemişimdir,sevmesem neden seninle evleneyim ki ?

__Belki çekici gelmişimdir.

__Hadi oradan.

__Hem söylesen hatırlardım.Böyle bir şeyi nasıl unutabilirim ki.

__Şüphen mi vardı?

__Hayır ama senden duymak daha güzel olurdu.

__Peki o zaman bundan sonra sık sık duyarsın ama fazla söylersem büyüsü bozulabilir ona göre.

__Sen hiç merak etme.Hiç bir şey olmaz.

__Çay içer misin yada kahve?

__Otur boş ver yeterince yoruldun zaten. O elbiseyi taşıman zor olmadı mı ?

__Biraz.Ama hayallerimde ki elbise olduğu için inan yorulmadım.

__Herkes çok beğendi.Gelinliğini şimdiden merak etmeye başladım.

__Yoo,yoo.. Gelinliğim böyle olmayacak merak etme.Gelinlik saflık demektir değil mi ?
Gayet sade bir model seçeceğim.

__Gençler,soğuk bir şeyler içer misiniz? Size ev yapımı limonata getirdim.

__Çok sağ ol abla.

__Ela'da bu sıcak da çay yapmayı teklif etmişti.

__Bak sen.Bende beni düşündüğün için istemiyorsun sanmıştım.

__Seni de düşünüyorum canım,nasıl düşünmem.

__Tabi,tabi öyledir.

__Neyse siz kavganıza devam edin,ben odama çıkıyorum çok yoruldum.

__Kavga mı? Yok artık .

 Ela ile Serdar birbirine baktı ve gülüştüler.Onların ki sadece ufak ufak atışmaktı.Anlaşılan o ki akşam boyunca bu böyle devam edecekti.

                                                                    ---o---o---o---o---o---

BİRKAN

Artık Ela bana yasak.O bir başkasını tercih etti.Beni ve ona sağlayabileceğim bütün imkanları elinin tersiyle itip gitti.Bundan sonra hayatıma kaldığım yerden devam edeceğim.

Hiçlik denizinde boğulmaktansa,mutluluk vadisinde yürüyeceğim.

Tek başıma...

Bundan sonra tek kişilik ordumla içimde biriktirdiğim acıyı ezip geçeceğim.

Ta ki Ela'yı unutana dek.

Belki canım çok yanacak.

Belki böylesi bir acıya aklımda ruhumda dayanamayacak,ama yine de deneyeceğim.

Onsuz hayatımın ilk gününü onu düşünmeden geçireceğim.

Madem beni anlamadı,onu nasıl sevdiğimi görmedi..

Kendisi kaybetti.

Artık Ela için üzülüp ağlamak yok,

Madem ki bu gün Ela'yı düşünmek de yok,o halde bu güzel günün keyfini sürmek lazım.


                                                            ---o---o---o---o---o---

 Birkan sonunda Ela'yı unutmaya karar vermişti.Bunun ne kadar zor olduğunu bile bile bunu yapmaya çalışacaktı.Peki başarılı olabilecek miydi?

Seven bir kalp bir sabah uyandığında artık ben sevmiyorum diyebilir miydi?Ne kadar incitse de insan sevdiğinden bu kadar çabuk vazgeçebilir miydi?

Yasak olduğunu bilse bile,hiç bir zaman sevilmeyeceğini anlasa bile,sevmekten vazgeçebilir miydi?

Birkan vazgeçecekti.

Günlerini onu hiç düşünmeden geçirecek ama geceleri rüyasında sürekli Ela yı görecekti.

Rüyalarını da dizginleyemezdi ya.

Her gün sinemaya gitti Birkan.

Saatlerce spor yaptı.

Taner le birlikte cadde cadde dolaştılar.

Denize gitti,havuza gitti,gitar dersi almaya başladı.

Bir saniye bile boş kalmamak için,Ela yı düşünmemek için ne gerekiyorsa yaptı.

Günler böyle akıp gitti.Fakat Birkan, aradığı huzuru bir türlü bulamadı.Gün geçtikçe içine kapandı.Acısı azalacağı yerde her gün kat,kat arttı.Anlaşılmaz biri olup çıktı.Kendisine çizdiği bu zoraki rota dengesini daha çok bozdu.

Artık Birkan,sağlıklı düşünecek sağlıklı karar verecek durumda değildi.

Artık Birkan,patlamaya hazır bir bomba gibiydi.

                                                          ---o---o---o---o---o---

.






Hiç yorum yok: