7 Kasım 2012 Çarşamba

YÜREĞİNE SOR 20. BÖLÜM




  __Seni bekliyordum

  __Nedenini sormaya korkuyorum

  __Merak etme uzun uzun anlatmayacağım.Sadece bunu vermek istedim

  __Nedir o?

  __Bunu oku olur mu? Yırtıp atma

  __Böyle bir şeye gerek var mıydı?

  __Soru sorma,sadece oku

  __Peki,okurum.


  Birkan'ın ardından bakarken aklımda tekbir şey vardı.Mektubu usulca çantama koydum ve doğruca hastaneye gittim.

  Birkan'ın bakışları,sürekli karşıma çıkıp konuşması ve mektup yazmaya cesaret edecek kadar götüren paranoyak sevdası canıma yetmişti.Sığınacak limanım yakınlarda bir yerlerde sabırla beni bekliyordu ve ben artık bu derdi tek başıma göğüsleyecek kadar güçlü hissetmiyordum kendimi.

  Hastanenin bahçesinde ki, ıslanmaktan ve oturulmak dan aşınmış kahverengi banka oturdum.Çantamda duran mektuba baktım,ne var ki açıp okumaya cesaret edemedim.

  Arada telefonumu aldım elime,sadece saate bakmak için..

  Biliyordum.Arasam hemen gelirdi Serdar.Fakat ben aramadım.

  Yaklaşık iki saat oturdum o bankta.Üzerine kazınan isimleri okudum tekrar tekrar.

  Vakit geçirdim kendi çapımda ama hiç sıkılmadım.Serdar oradaydı çünkü.Yakınımda ve mutlaka gelecekti.

  Onun gelmesini beklerken içim huzurla doldu.Günlerdir hasret kaldığım huzura nihayet kavuşmuştum.Artık kafam rahattı,oturdukça içimde ki sıkıntı hafiflemiş,mektubu bile düşünemez olmuştum.

  Son kez telefonumu çıkardım çantamdan. Saat 17:15 i gösteriyordu.Oysa beşe kadar çalıştığını söylemişti önceki konuşmamızda.Yinede dert etmedim,acil bir hastanın gelmiş olabileceğini düşündüm.Gözlerimi öylece kapıya diktim.

  Bir kaç dakika baktıktan sonra onu gördüm.Vücudum alev aldı sanki,heyecanlandım.

  Öyle hızlı ve düşünmeden kalkmıştım ki banktan,kucağımdaki çanta yere düştü.

  Eğildim,çantamı yerden aldım ve tekrardan doğruldum.Geçen bir kaç saniye içinde Serdar yanıma gelmiş ve öylece karşımda duruyordu.

  Yüzüne baktım,gözlerinin içine.Elimde olmadan yüzüme bir tebessüm yayıldı.

  Konuşamadım,sustum. Serdar'a bakmak bile yetti bana.Yanımda olduğunu bilmek.

                                                                     ---o---o---o---o---o---


  __Sanırım beni bekliyordun?

  __Aslında sadece dinleniyordum.

  __O zaman beraber dinlenelim,ne dersin? Yoğun bir gündü.

  __Olabilir.

  __Dinlenirken bir şeyler yemek ister misin?

  __Olur ama sakin bir yere gidelim.

  __Yine "hayır"diyeceksin,değil mi?

 Gülümsedim

  __Konu o değil

  __Sen iyi misin?

  __Pek sayılmaz.Hava çok güzel,deniz kenarına gidelim mi?Kumpir falan alırız.

  __Kumpir seviyor musun?  

  __Evet,sen?

  __Bayılıyorum.Genelde dışarıdan besleniyorum zaten.Bir gün pizza diğer gün kumpir.

  __Sıkılmıyor musun peki?

  __Yemek yapanım yok ki.Yoksa ben istemez miyim işten çıkınca sıcak ev yemekleri yiyeyim.

  __Anladım sıkılmıyorsun.

  __Ne yani bu sonuca mı vardın?

  __Bu konuşma tehlikeli bir boyut almadan değiştirelim.

  __Peki tamam.Hatırlıyorum baskı yok.

  __Bir an unuttun sandım.

  __Unut saydım defalarca arardım seni

  __Haklısın,bunun için teşekkür etmeliyim.

  __Onun için söylemedim.

  __Biliyorum.

  __Neyin var.

  __Deniz ne güzel değil mi?

  __Evet,Işıl ışıl tıpkı saçların gibi.

  __Utandırıyorsun beni,zaten karşında yeterince yüzüm kızardı.

  __Senin her halin güzel.Bu arada ne zaman geldin? Keşke telefon etseydin.Çok bekledin mi?

  __Hayır,fazla beklemedim.Hastaların vardır diye aramak istemedim.

  __Bir daha ki sefere içeri gel olur mu? Dışarıda bekleme.

  __Olur.

  __Karnımızı doyurduktan sonra kağıt helva alalım mı?

  __Hmm..Bilemiyorum,sanırım ben şimdiden doydum.

  __Bitiremezsen yardım ederim,bana yetmeyecek çünkü.

  __Bakarız artık.

  __Anlatsana neden moralin bozuk.

  __Birkan.

  __Ondan nefret ediyorum

  __Tanımıyorsun bile.

  __Tanımakta istemiyorum.Ne yaptı?

  __Bilmiyorum,yani nasıl anlatacağımı bilmiyorum.Sürekli etrafımda.Beni sevdiğini söylüyor,buda beni çok rahatsız ediyor.

  __Onu öldürebilirim.

  __Saçmalama.

  __Peki,o zaman istemediğini söylesen?

  __Söyledim,bu seferde mektup yazmış.Sakın yırtma oku dedi.

  __Ne yazmış.

  __Okumadım ki

  __Elimde olsa dışarı bile çıkarmam seni

  __Nasıl yani?

   __El alemin adamı sana aşkını ilan ediyor.Maalesef o kadar geniş olamıyorum.Bu hakkı kendimde nasıl buluyorum bilmiyorum ama,kimse sana bakmasın istiyorum.Bir "evet" desen..

  __"Evet" desem ne olacak,okuldan mı alacaksın?

  __Tabi ki hayır.Ama umudunu keserdi,evli bir bayanı rahatsız edecek kadar alçak değildir herhalde.

  __Bilmiyorum.Mektup yanımda.

  __İstersen yırtıp at.

  __Olmaz,okurum dedim.Söz vermiş bulundum.

  __İstersen beraber okuyalım yada sen tek başına oku.Nasıl istersen.

  __Yalnız okumak istemiyorum beraber okuyalım.


  Çantamda ki kalın zarfı çıkardım ve iyice yaklaştım Serdar'a.

  İçinde nelerin yazılı olabileceğini düşünmedim bile.Tek istediğim o zarfı yalnız başıma açmamaktı.

  Arka arkaya dizilmiş üç kağıt çıkardım zarfın içinden.Bembeyaz kağıt üzerine,siyah ispirtolu kalemle iri iri ve muntazam bir şekilde yazılmış yazı dikkatimi çekti

  Gayet düzgündü.İnci gibi sıralanmış kelimeleri okumaya başladım yavaşça. Kelimeler cümleye döküldüğü an sustum.Derin bir keder sezdim mektupta .Okuyamadım. Serdar'a uzattım,titreyen ellerimin salladığı kağıtları ve dolan gözlerimle dinledim Birkan'ın duygularını.

  Serdar mektubu okurken,yer yer sinirleniyor,dudaklarını ısırıyordu.Sonra bir yer geldi.Tek bir cümle.

  Sustu Serdar...

  Eli düştü dizlerinin üzerine ve öylece baktı gözlerime.

  Boynumu bükmekle yetindim,ardından gülümsedim."Böyle öğrenmemeliydin"dedim sadece.

  Sonra sustum.Başımı Serdar'ın omuzuna yaslarken "oku "dedim."Lütfen oku".


Hiç yorum yok: