6 Ekim 2012 Cumartesi

YÜREĞİNE SOR 2.BÖLÜM

ELA

 Annemin işten çıkmasıyla kafamız rahat etmişti.Evde kalıp Melisa ile ilgilenmek Ona iyi gelecekti. 

  Hatta ablamın bile bakışları değişmiş, yüzü başka bir güzel güler olmuştu. Onu böyle görmek beni de çok mutlu ediyordu. Kocasından ayrılıp da geldiğinden beri içinde dindiremediği bir fırtına olduğu belliydi. Hiç bir zaman anlatması için baskı yapmamıştım. Ama neler yaşadığını da hep merak etmiştim. 

  Mutluluk hayaliyle çıktığı yoldan, hüsrana uğramış bir şekilde geri dönmek ne acı. 

  Aşk, sevgi... Yabancısı olduğum duygular. Birgün sevip sevilcekmiyim acaba çok merak ediyorum.

  SEVDA

  Son dört yılımı adeta bir kabus gibi yaşamıştım, aslında her şey bir masal gibi başlamıştı. Lise son sınıfta tanışmıştım Orhan la. O kadar sevecen bir insandı ki aşık olmamak elimde değildi. Kısa sürede hayatımın merkezine yerleşmiş, gören gözüm işiten kulağım olmuştu. Saçma bir şekilde sürekli onu düşünüyordum. Hergün her saniye, hayatımı nasıl güzelleştirdiğini işliyordum beynime. Bir müddet sonra, ben O olup çıkmıştım. İçimde hızla büyüyen bir çiçeğe dönüvermişti ve bundan şikayetçi değildim. Çok mutluydum, aşk sevgi daha önce tatmadığım duygulardı ve Orhan ın beni el üstünde tutması gururumu okşamıyor değildi. 

  Bulutların üzerindeydim, sahi ne güzeldi o günler. Okul biter bitmez evlenmek istedik. Ama babam buna izin vermedi. Babaların hayalleri vardır ya, evladım okusun öğretmen olsun önce kendini sonra bütün gençliği kurtarsın. Benim babam da öyleydi işte, okuyalım istedi onay vermedi evlenmemize ve ben onu hiç dinlemedim.

  Orhan ile kaçma fikri başlarda ulaşılmaz bir hayaldi benim için. Sonra sonra çılgın bir maceraya dönüştü, o mu beni kandırdı ben mi onu hatırlamıyorum bile. Tek hatırladığım "ben artık geri dönmeyeceğim" diye evi aradığımda annemin o müşfik sesiyle "yavrum yapma babanı düşün" demesiydi. 

  Bu cümleyi düşünüp kahrolmak istiyordum ama, Orhan...Ah yüreğimi dağlayan Orhan, beni öylesine büyülemişti ki başkasını düşünmem mümkün değildi.

  Tek düşündüğüm Orhan ve mutluluktu. Her şeyin çok güzel olacağına ve bu rüyadan hiç uyanmayacağıma inandırmıştım kendimi. Adı üstünde, basit bir rüyadan fazlası değilmiş meğer benim hayatım. Meğer ben çok sevmişim de yeterince sevilmemişim. İpler nerede kopmuştu, nasıl bu hale gelmiştik kestiremiyorum. 

  Belki biz hiç tam olmamıştık, Bir şeyler hep yarım kalmıştı ve ben mükemmelliğe yummuştum gözlerimi. 

  Şİmdi tek bildiğim, artık Orhan yoktu ve ben kucağımda küçük kızımla dönmüştüm baba evine. Hem de babamın geçirdiği trafik kazasından kendimi sorumlu tutarak, vicdanımın derin yüküyle. 

  ELA

  Ablam, kucağında bebeğiyle kapımıza geldiğinde, acımaktan farklı bir duygu hissettim ona karşı, merhamet gibi şefkat gibi...

  Yüzüne baksaydınız eğer, birden çok duyguyu barındırdığını kolaylıkla görebilirdiniz. En çok da utancı. 

  Pişmanlık, özlem, yalnızlık ve kararsızlık. Ne ararsanız vardı ama beni en çok yaralayan gözlerinin ta derinlerine saklamaya çalıştığı ızdırabı oldu.İnsanın mutluluk hayaliyle çıktığı yolda bu denli yenilgiye uğraması ne kadar acı.

  Ne kadar acı, sevdiğinin yüz çevirmesi. Sevdasını öksüz bırakması 

 Ne kadar acı, başı dik çıktığı evine hezimete uğramış bir şekilde geri dönmesi. 

  Ablam bana, neyi yapmamam gerektiğini öğretmişti. Asla sevdam uğruna, annemi üzmeyecektim. Ona böyle bir acıyı ikinci kez yaşatmaya hakkım yoktu çünkü.

  Yine de birbirlerini bu kadar çok severken, neden ayrılmışlardı anlayabilmiş değildim. 

  SEVDA

  Orhan la evlendikten kısa bir zaman sonra çatırdamalar başlamıştı. Aslında, onun eve geç gelmesi, hiç konuşmadan susup oturması ve ben yokmuşum gibi umursamaz davranması... 

  Benim hiç de hayalini kurmadığım bir hayattı. Yapayalnız kalmıştım. Konuşabileceğim ne bir dostum ne de bir akrabam vardı. 

  Mutsuzdum, hem de öylesine mutsuzdum ki yüzümün her çizgisinden okunuyordu bu. Baharlar beklerken, ruhum kışı yaşıyordu ve ne yazık ki Orhan bütün bunları anlayacak kadar uzun bakmıyordu bana. 

 Önce sustu. Sonra işitmedi beni, ve en nihayetinde gözlerini de kapattı, o uğruna ailemi feda ettiğim büyük sevdama. 

 Aşka yenildim ben, aşka yıkıldım. Bir enkaza döndü edenim. Yalpaladıkça savruldum, ve en sonunda parçalandım. 

  En büyük yanılgımsa  bir bebeğin hayatımızı güzelleştirebileceğini düşünmem olmuş. Bir insan daha kaç kez hata yapabilirdi ki. 

  Hüsranlı bir hamilelik döneminden sonra Melisa m gözlerini açtı dünyaya. Umut gibi. Unuttuğum mutluluk gibi, mucize gibi...

  Kızım için son bir çırpınışla toparlayacaktım yuvamı. Kurtaracaktım evliliğimi ama olmadı. Melisa m henüz üç günlükken acı bir şekilde öğrendim Orhan ın artık beni değil de başkasını sevdiğini.

  Söylenecek hiç bir şey yok aslında. Düşünmeye bile değmez. Ama zihnimden söküp atamıyorum. İçimi acıtan bu aşk masalını hafızamdan silemiyorum. 

  Şimdi bir kızım var, babasının unuttuğu...

  Bir kızım var benim, hayata yenik başlayan. 

  Acılı bir kadından hem anne hem de baba olur mu?

  Evet bir kızım var uğruna savaşmaya değer.!

 Kızım için kendim için çalışacaktım artık. 

  Artık mutsuz acı günleri geride bırakıp tertemiz bir sayfa açacaktım hayatımızda 

  Ben güçlüydüm. Aşka düşmüşlüğümün ardında ayağa kalkacak kadar güçlü...

                                                       ---o---o---o---o---o---

Sevda artık daha kararlıydı. Güzel sigortalı bir işi, gün geçtikçe genişleyen çevresi ve onu asla yarı yolda bir başına bırakmayan ailesi. 

  Artık herşey çok farklı olacaktı. O gözü yaşlı kız gidecek yerine hayat dolu Sevda gelecekti. 

  Zeyrek ailesi günleri gayet güzel geçip gidiyordu. Ela okuluna başlamış,Ferda hanım torunu Melisa ile ve Sevda işinde gücünde.

  Yine böyle bir günde  Sevda işe  gittikten hemen sonra uyandı Melisa, ateşler içinde... Ferda hanımın o gür sesiyle yatağından sıçrayan Ela uyku sersemliğiyle neye uğradığını şaşırdı. O gün dersi yoktu zaten. Yatmayı planlarken öğle saatlerine kadar endişe içinde fırladı oturma odasına.Kalbi pır pır annesine öfkeli. Birkaç saniyelik yolu koşarken tarifi imkansız çeşitli duygularla savaştı adeta. 


                                                       ---o---o---o---o---o---  




Hiç yorum yok: