16 Ekim 2012 Salı

YÜREĞİNE SOR 9.BÖLÜM




Hafta sonu geldiğinde Ela hala kararsızdı.Uzun uzun kahvaltısını yaptı.İçinde ölçtü,tarttı sağlıklı bir karar verebilmek için,ince ince düşündü.O çok sevdiği teras da, baharın gelişini kutlarcasına cıvıldaşan kuşlarla konuştu.En sonunda gitmeye karar verdi.

  Yinede acele etmiyor,ağır ağır hazırlanıyordu.

  Saat iki olmuş ve çoktan geç kalmıştı bile.

  Kafeye ulaştığında,cam kenarında oturan Serdar a kilitledi bakışlarını.Kısa bir süre yüzünü inceledikten sonra,yanın yaklaştı ve;

 __Merhaba 

  __Hoş geldin,buyur lütfen.

  Serdar,Ela nın tedirgin bakışlarını hissetti ve açıklama yapma gereği duydu.

  __Aslında gelir misin yoksa gelmez mi kestiremiyordum.Gelmiş olmana çok sevindim,seninle konuşmak istiyorum çünkü;

  Gülümsedi,konuşmakta güçlük çektiği her halinden belliydi.Eliyle alnında biriken terleri sildi ve

  __Seni tanımak istiyorum.

  __Nasıl yani neden?

  __Tanışmak ve arkadaş olmak istiyorum,oyun arkadaşına ihtiyacım var.

  __Aman ne komik dalga geçmek için mi çağırdın beni buraya.Öyleyse seni dinliyorum,evet kartopu oynuyor,ponponlu şapka takıyor ve komik terliklerle dolaşıyorum.Atladığım başka bir şey var mı acaba.

  __Şimdilik yok ama beni şaşırtmayacağına eminim.Bir sonra ki karşılaşmamız nasıl olur acaba.

  __Elimde olsa asla karşına çıkmam.

  __Ama buraya geldin.

  __Gelmemeliydim.

  __Tamam dur otur lütfen,şaka yapıyorum.Gerçekten seninle arkadaş olmaya çalışıyorum.

  __Beni kızdırarak mı?

  __İtiraf etmeliyim ki bu halin hoşuma gidiyor.Ben sadece samimi olmaya çalışıyorum.Öyle buz gibi karşında oturmaktan daha iyi değil mi?

  __Benim açımdan bakılırsa pek de eğlenceli değil.

  __Bu arada ne içersin?

 __Kahve,bol sütlü.

 __Hemen söylüyorum.Kışın karşılaştığımızda,doğum günündü değil mi?

 __Evet.

  __Peki yaşını sorsam ayıp etmiş olur muyum?

  __Yirmi.

  __Hadi ya,ben en fazla on yedi olabileceğini düşünmüştüm.

  __Neden sürekli dalga geçiyorsun?

  __Dalga geçmiyorum,çok genç görünüyorsun.

  __Ne yani,yirmi genç sayılmıyor mu?

  __O zaman çocuk diyelim.

  __O kadar da değil.

  __Tamam tamam şaka yapıyorum.

  __Oysa dışarıdan bakıldığında çok ciddi birisine benziyorsunuz.Doktor olmanında verdiği bir ağırlık olması gerekmez mi?

  __Yo,Doktor olmak espriden uzak kalmak demek değil ki.Yerine göre ciddiyim tabi ama şuan kendim gibi davranıyorum.

  __Peki sen kaç yaşındasın?

  __Sence.

  __Yirmi dokuz,otuz.

  __Yok daha otuz olmaya var ama yaklaştın.Yirmi yedi.

  __Yeni doktorsun o zaman.

  __Evet,sayılır.Sen neler yapıyorsun?

  __Hem okuyorum hemde çalışıyor.

  __Öyle mi hangi bölüm?

  __Öğretmen olacağım ben,tabi yolun başındayım daha.

  __Ben de öyle diyordum ilk yılımda ama bak doktor oldum şimdi.

  __Neden çocuk doktoru?

  __Çocukları seviyorum.

  __Evet mantıklı.Peki ailen,babanda mı doktordu?

  __Bilmiyorum

  __Nasıl yani

  __Bilmiyorum çünkü onları tanımıyorum.Yetimhane çocuğuyum ben,bir sabah kapı önünde bulmuşlar beni.Klasik yani..

  __Üzgünüm,seni üzmek istemedim.

  __Sorun değil,aştım bunları.

  __Peki nasıl doktor oldun?Yani demek istediğim, orada yetimhanede ders çalışma imkanın var mıydı?

  __Aslında vardı desem yalan olur ama ben biraz hırs yaptım sanırım.

  __Demek ki hırs bazı durumlarda iyi olabiliyor muş.

  __Bu konuda gönüllü örnek olabilirim.

  __Peki üniversiteyi nasıl okudun?Sanırım belli bir yaşa kadar tutuyorlar orada.

  __Evet on sekiz.Yetimhaneden ayrılırken bir miktar para vermişlerdi,ayakta kalabilmem için.Daha doğrusu devletin her ay yatırdığı belli bir miktar varmış,hesap açmışlar bana ve yıllarca birikmiş orada.Çıkış parası da verdiler,hiç para görmemiş bir çocuk için oldukça yüksekti tabi.Sonra İstanbul un en iyi Tıp fakültesini burslu kazandım.Okul birincisi ve yetim olduğum için  bir sürü burs aldım.Hepsini de biriktirdim.

  Öyle çok paraya ihtiyacım yoktu.Diğer gençler gibi marka takılayım demedim hiç bir zaman,giderlerim olmadığı için iyi para biriktirdim.Tek hayalim,bir ev sahibi olabilmekti ve bir kaç ay önce borç harç aldım evimi.

  __Hayırlı olsun.

  __Teşekkür  ederim.Evi aldım ama odalar boş,fazla eşya almadım.Artık sen kendi zevkine göre döşer sin.

  __Efendim?

  __Sen diyorum,eşyaları seçmek istemez misin?

  __Nasıl ya,şaka mı bu neden ben seçeyim ki?

  __E, evlenince orada oturacağız.

  Ela söyleyecek söz bulamıyordu.Adeta tutulmuştu.Bu nasıl bir öz güvendi böyle.Nefes alışverişi hızlanmış,kalbi delicesine çarpmaya başlamıştı..Kahve fincanının yanında duran kaşığı aldı ve anlamsızca boş bardağı karıştırmaya başladı.Arada kafasını kaldırıp Serdar a baksa da,bu uzun sürmüyor,tekrar dikkatini başka şeylere vermeye çalışıyordu.Sessizliği ilk bozan Serdar oldu.

  __Ben öyle günlerce aylarca konuşalım,birbirimizi tanımayı bekleyelim falan istemiyorum.Yüreğim seni seçti,aylardır aklımdan çıkmıyorsun.Seninle evlenmek ve her gün başka güzel yönünü öğrenmek istiyorum.Ben seni daha fazla beklemek istemiyorum.Çünkü seni kaybetmekten korkuyorum.

  __Okulum var benim,öğretmen...

  __Yine okursun,okuma demiyorum ki sana.Bak çalışıyorum,okuturum seni.

  __İnan şuan hiçbir şey düşünemiyorum.Beynim resmen uyuştu.

  __Tamam sen bana numaranı ver,ben seni sonra ararım.iyice düşün ailene danış ama lütfen cevabın "evet"olsun.

  __Yoo yo,olmaz.Cevap için ben arasam daha doğru olur.Lütfen benden telefon bekle.

      ELA

  Serdar ın bu beklenmedik evlenme teklifi,bütün rota mı değiştirdi.Ne iş ne okul nede içimde büyüttüğüm sevgi hepsi biranda uçup gitti.Beynim boşaldı,düşünemez oldum.Bu günkü görüşme için bir sürü şey hayal etmiştim ama böylesini asla tahmin edemezdim.

  Annem duysa nasılda sevinirdi,kızı bir doktora gelin gidiyor,söylemesi nede güzel.

  Ne kadar belli etmese de annemin bizim geleceğimiz için nasıl kaygılandığını  tahmin edebiliyordum.Bir an önce evlenip,mutlu olmamızı istediği o kadar açık ki,ama ben ailemi nasıl bırakırım.Onların benim kazandığım paraya ihtiyacı var .Ben kendime bir söz verdim ve sözümü sonsuza dek tutacağım.Annemi asla kimseye muhtaç bırakmayacağım.

  Ucunda Serdar ı kaybetmek olsa bile,kararımdan dönmeyeceğim.




  
  

Hiç yorum yok: