10 Ekim 2012 Çarşamba

YÜREĞİNE SOR 4.BÖLÜM



Ela nın geçirdiği bu bir hafta,adeta bulutların üzerinde geçmişti.Ne işine nede okuluna konsantre olabiliyor,sadece Dr.Serdar ı düşünüyordu.

   Hastaneye gitmelerine bir gün kala dolabında ki bütün elbiseleri denemiş ve çıkan sonuçtan memnun kalmayınca,aslında kendine ve kıyafetlerine hiç özen göstermediğini farketmişti.Rengarenk elbiseler,güzel aksesuvarlar almak istedi oan ve ilk defa aynaya bakarken kendisini inceledi.Daha önce hiç boyamadığı,o ela gözlerine baktı uzun uzun.Sanki düzeltmeye ihtiyacı varmış gibi,incecik kaşlarını süzdü..İlk defa bu kadar güzel olmak istiyordu.Yüzünü gözünü boyamak..

  Sonra güldü kendisine Ela,saçmaladığının farkına varmış olmalı.Makyajla güzelleşilemeyeceğine okulda hergün şahit oluyordu.Helede makyaj yapmayı bilmeyenlerin nasılda palyaçoya döndüklerini hatırlayınca...Utandı düşüncelerinde.

  Akşam olupda başını yastığa koyduğunda,hala kurtulamamıştı,zihninde dönen düşüncelerden.
  Rüyasında Dr.Serdar ı görme umuduyla yumdu gözlerini ve derin bir uykunun ellerine bıraktı bedenini.

  Huzurla geçen bir geceden sonra,sabah oldu ve Ela,hiç gelmeyeceğini sandığı, o beklediği sabaha uyandı.

                                                          ---o---o---o---o---o---

  __Günaydın anne

  __Günaydın kızım

  __Hadi geç kalacağız.Melisa hala uyuyor mu?

  __Yok kızım ne uyuması,onlar çoktan gitti.

  __Nasıl ya,niye beni kaldırmadınız.

  __E biliyorsun,ablan kendisi götürebilmek için cumartesi gününü bekledi.

  __Tamam da,konuşmuştuk beraber gidecektik.

  __Kıyamadı uyandırmaya,bir haftasonun var zaten.

  __Off ya...Başka zaman kıyar ama "bunu mu giyeyim Ela,şunu mu giyeyim Ela,uyanda bi bak Ela.." Bugün mü insafa geleceği tuttu.

  __Bunda bukadar kızacak ne var ki.Şaşırdın iyice.

  __Yok bir şey!

  Sesimin sert çıktığının farkındaydım ama ben bir haftadır bu günü bekliyordum.Güzelce hazırlanıp gidecek ve doktorun beyninde ki o çirkin imajı temizleyecektim.

  __Ela,hadi kızım,madem kalktın kahvaltını yap.

  __Aç değilim ben.

 " Off,birde bu viran halimle kahvaltı mı yapacağım".Aman ya neler söylüyorum ben,adam beni farketmedi bile.Öyle süsülenip püslenip yanına gitmekte ne oluyor.En iyisi bu olayı unutup,kendimi tekrardan derslerime adamak olacak.Tabi herşeyden önce gidip kahvaltımı yapmalıyım.Aç karnına gezmek tansiyonumu düşürüyor.

 Kahvaltıdan sonra,kendime bir bardak keyif çayı aldım ve zor zamanlarda beni rahatlatan,o mis kokulu çiçeklerin bulunduğu,evimin terasına çıktım.Sokaktan gelip geçeni izlerken,halime şükrettim.Artık,o hayalini kurduğum okula kavuşmuş ve yanında birde iş bulmuştum.İstediğim her şey elimin altındaydı.Boş hayallere kapılıpda hedefimden sapmak,çok saçma olurdu.Bundan sonra,ne Serdar ı nede bir başkasını asla düşünmeyecektim.Bu küçük hikaye,burada kapatılmalıydı.

  Çayımı yudumlarken,sokağın başından koşturarak gelen Melisa yı gördüm,ardındanda abla mı.Çok kızgındım Ona,ama Serdar dan hoşlandığımı nerden bilebilirdi ki..

  Acaba beni sormuş muydu?Oda beni düşünüyor muydu?

  Off,yeter.Beynimde ki düşüncelerden bir türlü kurtulamıyordum.
 

  __Hoşgeldiniz.Ne dedi doktor.

 __İyi,iyi.Herşey yolundaymış,ilaçlara devam,bir ay sonra alerjisi için kontrol istedi.Kilo takibi felan..

  __Beni sordu mu?

  Ağzımdan çıkana inanamadım,niye sorsundu ki beni

 __Hee.evet sordu "teyzesi nerde"dedi.

 __Gerçekten mi?

 __Evet,terliklerini çok sevmiş.

 __Dalga geçme ya,doğru söyle ne dedi.

 __Ne diyecek kızım,adam senimi düşünecekti.

 __Sormadı mı yani

 __Bak ya, hala "sormadı mı" diyor.Niye sorsun ki seni.

 __Aman öff.Ben odama gidiyorum.

   Çok sazanım ya,rezil ettim kendimi.

 Haftada bir gün izin kullanma hakkım vardı ve ben bugün izinliydim.Öğleden sonra arkadaşlarımla buluşmaya karar verdim.Biraz kafamı dağıtmak iyi gelecekti.Ne kadar boşvermeye çalışsamda,Serdar ı bir türlü aklımdan çıkaramıyordum.Arada bakışları silikleşsede,an geliyor canlanı veriyordu yüzü.Sanki karşımdaymış gibi..


  SERDAR

  __Sedar bey,çıkıyor musunuz?

  __Evet,saat iki oldu.

  __Şeyy..Az önce bir telefon geldi.Yeni doğmuş bebek,çok ateşi varmış.Sizi sordular burada demiştim ama..

  __Çocukları sevmesem bu işi yapmazdım değil mi?Mesai saatim bitti diye o bebeği geri çeviremem.Ama beklerken bir kahve içerim.

  __Hemen getiriyorum.

  Mesleğim..

 Ben,başka bir iş düşünmedim hiçbir zaman,çocuklar bana yeterdi.Haberlerde,doktorsuzluktan ölen çocuklar görünce karar vermiştim doktor olmaya.Daha küçüktüm.Çok çalıştım,çok zor şartlarda çalıştım.Başımda anne yok,baba yok,benim diyebileceğim bir akraba yok..

 Yetimhane köşelerinde tutunmuşum ben hayata,ıssız loş odalarda ağlamışım yalnızlığıma.
Eski püskü bir kütüphanemiz vardı.İçinde yaprakları küften yeşermiş kitaplar.Kırık dökük sandalyelerde yaptım ben tahtımı,masanın gıcırtısı eşliğinde çalıştım gece gündüz.Kolay olmadı  bu günlere gelmek.On sekiz yaşıma geldiğim için,kapı önüne koyulduğumda,köprü altına gitmeyi düşünmedim hiç.

  Ben küçük yaşımda planladım hayatımı.Kapı önüne koyulacağımı öğrendiğimde geçiş yaptım yatılı liseye.Öğretmenlerimde yardımcı oldular.Ardından üniversite vs..Kolay gelmedim ben bu günlere.

  Hayatta yalnız kalmış bir çocuktan daha kötüsü varsa,oda istenmeyen bir çocuk olduğu için yalnız kalmaktır.

  Annem ve babam ölmüş olsalardı bu kadar yanmazdı içim.Ama terk edilmek ve neden terk edildiğini bilmemek...

  Yıllarca hep aynı soruyu sordum kendime."neden"

  Yaramazlık yaptığım için dayak yerken,hep aynı soruyu sordum.

  Gece kapkaranlık odada,korkudan yatağımı ıslattığım için dayak yerken,yine aynı soru..

  "Gerçek anneler,çocuklarını dövmüyormuş"diye söylerken arkadaşlarım,hep aynı soruyu sordum ben

  "Neden"...

  Zihnim cevap verebilseydi sorularıma,boş odalarda yankılanmasaydı feryadım ve bir fecr vakti çiğ düşmeseydi yüreğime,bu kadar sevmeyecektim çocukları.


 


 

 
 

Hiç yorum yok: